Toplumsal cinsiyet eşitliği, bireylerin bütün yeteneklerini tam ve özgürce geliştirebilecekleri toplumsal ortamın yaratılması, bu ortamın önündeki bütün toplumsal ve siyasal engellerin ortadan kaldırılması olarak tanımlanmaktadır. Özetle, kadınların ve erkeklerin toplumsal yaşamın her alanına eşit katılımları anlamına gelmektedir (Demirgöz, 2014). Toplumsal cinsiyet (gender), bireyin yaşamış olduğu kültürde kadın ve erkeğin davranış ve düşünme biçimi hususundaki beklentileri ifade ederken aynı zamanda, psikolojik açıdan bireyin kadın veya erkek olarak kendisi ile ilgili oluşan algısı ile ilişkilidir (Terzioğlu ve Taşkın, 2008: 63). Dünya Ekonomik Forumu’nun 2015’te yayımladığı Cinsiyet Ayrımı Raporu’na (Gender Gap Report) göre aynı işi yapan bir kadın ile bir erkeğin maaşı günümüzden 117 yıl sonra, yani 2133 yılında eşit olabilecektir. 2021’de yayınlanan rapora bakıldığında ise kadınların işgücüne katılım oranı %38,5, erkeklerin ise %78’dir (World Economic Forum, 2021). İş ortamında yaşanan ayrım, maalesef kadınların maruz kaldığı ayrımcılıklarda tek değildir. Kadına yönelik şiddet, kadınların yaşadığı ayrımcılığın belirgin özelliklerinden biridir. Toplumsal cinsiyet rollerinin ve ataerkil aile yapısının uzantısı olarak kadına yönelik şiddet “bir insan hakkı ihlali” olarak karşımıza çıkmakta ve hâlâ varlığını sürdürmektedir. Kadına şiddet fiziksel, cinsel, ekonomik ve psikolojik olarak 4 gruba ayrılmaktadır ve aralarında en etkilisi ve zarar vereni büyük ölçüde psikolojik şiddet olmaktadır. Psikolojik şiddette, kadına psikolojik açıdan baskı gösterilerek oluşan tutum ve davranışlar; ileriki süreçte kalıcı olarak psikolojik rahatsızlıklara yol açabilmektedir. Bu noktada erkenden fark edilmesi veya önlem alınması oldukça önem taşımaktadır. Günümüzde ortalama olarak her 3 kadından 1 veya 2’si psikolojik şiddete maruz kalmaktadır. Ve psikolojik şiddet gören bu kadınların daha sonrasında kaygı ve depresyon problemlerinin arttığı bilinmektedir (Karaoğlu, 2022). Sonuç olarak, denilebilir ki, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini ve kadına yönelik ayrımcılığı ortadan kaldıracak yasal düzenlemelerin ve ulusal eylem planında yer alan farkındalık ve zihinsel dönüşüm çalışmalarının ivedilikle yapılması gerekmektedir (Toplumsal Cinsiyet Eşitliğine Bir Bakış Sema Sancak, 2018).
Sümeyra SARAL
Kalkınmada Kadının Sağlık Hakkı Derneği
İklim ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Çalışma Grubu Gönüllüsü